Bunu söylememe bile gerek var mı bilmiyorum ama varmış demek ki. Sansürün her türlüsüne karşıyız, kimden geldiğinin önemi yok.
Zira öyle olmasak sitemizde bize ana avrat düz giden postları da yayınlamazdık mesela. Facebook grubundaki yorumları filtrelerdik ya da ADD ile A.O'yu aynı anda eleştiremezdik, birinden birini seçerdik.
Biz öyle yapmadık. Aynı düşüncede olduğumuz, oy verdiğimiz insanlar dahi olsa sansürü uygulayanlar, sansüre karşı durmayı seçtik.
Dolayısıyla evet. Sansüresansür Kılıçdaroğlu'nun Facebook'un kapatılmasını istemesini tabii ki kınıyor. Hatta A.O'dan daha fazla kınıyor. Bu sansürle savaşacağına inanılırken, seçim kampanyasında interneti kullanımıyla öne çıkarken, şimdi yanlış işleyen çarkların avantajlarından faydalanmayı seçmemeliydi. Derdi her neyse ne, başka türlü bir savaşı seçmeli ve hatta kalkıp demeliydi ki: "Evet böyle bir olay var ama ben kapattırma talebiyle gitmeyeceğim. Onun yerine başka her yolu deneyeceğim çünkü kapatılmalara ve sansüre prensipte karşıyım, bu ülkenin insanlarının bilgiye erişimini engelleyecek herhangi bir şeyin parçası olmak, buna katkıda bulunmak istemiyorum."
Olması gereken buydu, olmadı.
Daha önce google pages vs. ADD olayında yazmıştım, sansürün parçası olmak, bunu kabullenmek demektir ve bu, hiçbir şekilde, ileri görüşlülüğe sığmaz.
Hatta ben, şahsen ben, yani Deniz Tan, bu durum karşısında o kadar büyük bir hayal kırıklığı içindeyim ki... A.O gibilerden zaten başka türlüsünü beklemiyorum ama oy verdiğim, baya ciddi şekilde desteklediğim bir politikacının bile bunu yapıyor olması beni inanmadığım, sevmediğim partilerin yapmasından daha fazla etkiliyor, daha fazla umutsuzluğa sürüklüyor. Geçin sırf oy verdiğim bir politikacı diye eleştirmemeyi, görmezden gelmeyi, ben bir seçmeni olarak, kendisi tarafından ekstra aldatılmış hissediyorum kendimi. Kendisine oy vermemiş olanlardan, kendisini sevmeyenlerden daha çok tepkiliyim bu yüzden. Bu da benim kendi şahsi görüşüm, merak edene.
İşin en ilginç yanı ise ilk 12 saat içinde tepki vermedik diye bin türlü suçlamaya maruz kalmamız oldu. Olay bugün patladı, nedir ne değildir, beklemek isterdim. Bugün geçirdiğim kötü ve yoğun günün etkisiyle değil, yarın sakin kafayla farklı kaynaklardan araştırarak, özenerek yazmak isterdim bu yazıyı. Olmadı. Tepki istediniz ve illa ki şimdi olsun istediniz. Peki o zaman, buyrun tepki. Evet hiç de araştıramadım ve evet, duygusal bi yazı. İstediğim etkinlikte değil. Ama bunu siz talep ettiniz.
O yüzden buyrun:
Evet, SansüreSansür Kemal Kılıçdaroğlu'nun Facebook olayında kapatma kararı çıkartırmasına tepki duyuyor.
Sansüresansür olarak politikleşmedik hiç. Şimdi de politikleşmiyoruz ve hala ve her zaman şunu savunuyoruz:
"If we don’t believe in freedom of expression for people we despise, we don’t believe in it at all." — Noam Chomsky
Yani ne diyor? Sevmediğimiz insanlar için bile ifade özgürlüğü olması gerektiğine inanmıyorsak, ifade özgürlüğüne hiç inanmıyoruz demektir.
Ama biz inanıyoruz.
2 yorum:
Kapatma kararı çıkarttıramaz zaten. Ancak engelleme kararı ile avunur.
Siteyi kapattırmak için uğraşmadı zaten. Fakat o sayfa çok kötüydü. Sayın Başbakanımız gibi kendisini eleştirmeyenlere döner ısmarlamalı belki de...
Yorum Gönder