30.10.2010

"YouTube Açılımı"!



Hükümetin "YouTube Açılımı"na: "yetmez, interneti aç" demenin tam zamanı...


YouTube'un nasıl açıldığına bir bakalım önce. Böylece bu adımın ardındaki amacı daha iyi algılayabiliriz. Almanya'daki bir şirket söz konusu videolar başıboş olduğu için bunların telifini alıyor. Sonra YouTube'daki otomatik telif ihlali mekanizmasıyla bunları yayından kaldırıyor. Sitenin zaten Türkiye'den girildiğinde erişilmesini engellediği bu videoları kendisi kaldırmadığı için, YouTube "ifade özgürlüğü" prensibine aykırı davranmamış oluyor. Ulaştırma Bakanlığı ve BTK da bir şekilde videoları global versiyondan kaldırmış oluyor. "Danışıklı dövüş" desek yeridir.

Bu tipik bir "ara çözüm". Hukuki açıdan da pek doğru bir "çözüm" sayılmaz, ama pratik olduğu kesin. YouTube için sırada bekleyen onlarca kararın hepsi sadece bu videolarla mı ilgili? Peki "sahibi belli" bir video söz konusu olunca ne yapacaklar? Bu "hukuki teferruatı" da bir şekilde düşünmüşlerdir herhalde.

Bu zahmete katlanılmasının tek nedeni, 5651'i sorgulamaya açmadan, artık bir simge haline gelen YouTube yasağından kurtulmak. Akılları sıra böylece Türkiye'de internet sansürü olmadığı izlenimini yaratacaklar. Bu oyuna burada, Türkiye'de gelen olabilir, ama ülkenin internet sansürcüleri ligindeki yeri değişmeyecek. Uluslararası medyanın, sivil toplum kuruluşlarının Avrupa Birliği'nin, AGİT'in algısında bir değişiklik olmayacak. Çünkü 8000'e yakın site hala engelli ve 5651 sayılı internet sansürü yasası olduğu yerde duruyor.

Bu "açılımın" yurtiçinde Ulaştırma Bakanlığı'nın işine yarayacağı kesin. Şimdiden güzide medyamız "müjde" çığlıkları atmaya başladı bile. YouTube'u engellemek için sırada bekleyen onlarca mahkeme kararını uygulamamanın da bir yolunu bulacaklardır bir şekilde. Hakkında mahkeme kararı bulunan Facebook'u engellememelerinin sebebi de bu. Çünkü yeni bir sembol yaratacaklarını iyi biliyorlar. Yeni stratejileri bu: mümkün olduğunca ünlü sitelere dokunmamak. Hükümet, kürtler ve alevilerden sonra şimdi de "YouTube Açılımı"na girişti!

Çünkü önceki stratejileri, yani meseleyi vergiye vb. bağlayıp ulusal egemenlik savaşına dönüştürme kurgusu ters tepti Google skandalıyla. Bu yeni çözüm o kadar "muhteşem" olamayacak, ama idare edecekler artık.

Sahi, şimdi kaç kişi soracak, "Google vergisini ödedi mi de YouTube'u açtınız" diye. Belleği zayıf bir toplumuz. Evet ünlü sitelerde geri adım atacaklar, taviz verecekler. Merak etmeyin, YouTube burada temsilcilik falan açmayacak, dünyanın hiç bir yerinde temsilciliği yok. Yerel versiyonu zaten vardı. O konuda yetkililer göz göre göre yanlış bilgi veriyorlardı. Google dünyanın hiçbir yerinde vermediği vergiyi burada verecek de değil. Buna rağmen ellerinden geleni yapıp erişim engelini kaldırdılar işte. Taviz verdiler.

Bu kısmi bir başarı olarak algılanabilir. Ama yeni stratejinin başımıza açacağı belaları düşününce bu hayali kurmak saflık olur olur. Çünkü bu zihniyet çalışmaya devam ediyor. Bakın, Blackberry bahanesiyle "Ulusal Kripto Yönetmeliği çıktı (http://ff.im/sAp8F). Mahremiyet ve özel iletişimin gizliliği ihlal ediliyor. "Turkish HADOPİ", yani yeni Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu yolda. İnternet erişiminin engellenmesi, ağır para ve hapis cezaları öngörülüyor. İnternet medyasını basın kanunuyla düzenlemekten bahsediyorlar. Bütün bunların yanında YouTube'un hiç bir önemi yok...

Sansürcü, baskıcı ve gözetleyici bu zihniyetin yeni stratejisini boşa çıkarmanın tek yolu, internet sansürü ile YouTube simgesi arasındaki bağı zihinlerimizde kırmak. Oyuna gelmeyin.

İlla bir simgeye ihtiyacınız varsa "8000" rakamını kullanabilirsiniz. Evet, bu ülkede 8000'e yakın site engelli. Her geçen gün de bunlara yenileri ekleniyor.

Bu sitelerin çoğunun "ahlaksız" ve pornografik yayınlar olduğunu söyleyenlerin de oyununa gelmeyin. Çocuğun, ailenin, değerlerin korunması söylemlerine de kanmayın. Sizler yetişkinsiniz. Kendinizi, kendi ailenizi, kendi değerlerinizi sizler de koruyabilirsiniz. Hukuk bunun için var. Devletin size ergen muamelesi yapmasına izin vermeyin.

Uluslararası uzlaşıyla kabul edilen iki içerik suçu var: Çocuk pornografisi ve nefret söylemi (ırkçılık, şiddete övgü, ayrımcılık vb.). Bu iki suç dışında içerik suçu yok. Müstehcenlik bir içerik suçu değil. Bu ülkede bayilerde serbestçe satılan dergilerin web siteleri bile engelleniyor. Erişim engellemeyle korunmak istenen siz, aileniz veya "değerleriniz" değil; statüko korunmak isteniyor... Erişim engellemenin bulunmadığı demokratik hukuk devletlerinde değerler mi zedeleniyor, birileri liderlerine hakaret etti diye politik sistemleri iki paralık mı oluyor, müstehcenlik var diye önüne gelen fuhuş mu yapıyor, aykırı düşünceler dile geliyor diye ikide bir bölünüyorlar mı?

İktidar, sansür yaparak demokrasiden korunmak istiyor!

Engellenen siteler arasında, çok sayıda, siyasal duruşu olan, muhalif, aykırı site, kültür ve sanat yayınları ve sosyal topluluk platformu var. Artık her bir internet kullanıcısı "yayıncı" haline gelmiş durumda. "İçerik suçu" belalı bir kavramdır. Her yere yapışabilir. Size de.

Bu ülkede geleneksel medya zaten sansürleniyor. Şimdi de internet sansürleniyor. Bunu bir adım sonrası sizi engellemeleri olacak...

Bırakın YouTube'u, siz sansüre bakın. Sansür var mı? Var. YouTube açılsa ne olur? Facebook hala açık diye sevinmeyin. Richard Dawkins'in sitesi niçin hala kapalı diye sorun. Devlete, neyi izleyeceğime, neyi okuyacağıma, neyi söyleyeceğime, neyi düşüneceğime karışma deyin!

İktidarın sansür, baskı ve gözetimle demokrasiden korunması mümkün değil. Tarihte bu startejinin başarılı olduğu görülmemiş. Burada da başarılı olamayacak. Ama bu sizlere, hepinize, tüm internet kullanıcılarına bağlı.

Hükümetin "YouTube Açılımı"na: "yetmez, interneti aç" demenin tam zamanı...

Legatum Institute web sitesi de Türkiye'ye Engelli

Türkiye You Tube yasağının kaldırılmasına sevine dursun bizler yeni bir sansürlü sitenin daha varlığından haberdar olduk. Uluslararası Düşünce Kuruluşu Legatum Institute web sitesi Mersin 1. Sulh Ceza Mahkemesinin Koruma Tedbir (biri lütfen kimi neden koruduğunu da açıklasın) kapsamında, 06/05/2009 tarihinde verdiği kararla Türkiye'ye engellenmiş. Telekomünikasyon Başkanlığı'nın buradaki mesajı "düşünmek tehlikeli ve yasaktır" olmalı...






engelliler listesine eklemek üzere: http://www.li.com/aboutus.aspx

21.10.2010

Jet hızında site kapatan kampanya – HTEkonomi

Aşağıdaki yazı Cyber-Rights.Org.TR sitesinden olduğu gibi alınmıştır.
Sansüre Sansür olarak biz de Fiili Tekele Son Verelim kampanyasını destekliyoruz.


Telekomünikasyonda serbest rekabete dikkat çekmek için başlatılan Fiili Tekele Son kampanyası’nın başı karikatürle derde girdi.

16 Ekim 2010 Cumartesi, 12:34:34
1.jpg

Makalede bahsi geçen diğer karikatürler için bakınız: http://www.fiilitekelesonverelim.org/karikaturler.html

Necdet Çalışkan / Ht Ekonomi

Telekomünikasyonda serbest rekabete dikkat çekmek için başlatılan Fiili Tekele Son kampanyasının internet sitesindeki 9 karikatür, BTK’ya ihtar çektirdi. Site davalık olmaktan şimdilik, hosting aldığı internet sağlayıcısını değiştirerek kurtuldu.

Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) başta olmak üzere İnternet Teknolojileri Derneği (INETD), Linux Kullanıcıları Derneği (LKD), MOBİLSAD, MOBİSAD, Telekomcular Derneği, Tübider, Tüketici Hakları Derneği (THD), Tüketiciler Birliği, Tüketiciler Derneği (TÜDER), Tüm İnternet Derneği (TİD) ve Türkiye Bilişim Derneği’nin telefon ve internette rekabeti desteklemek için geçen temmuz ayında başlattığı ‘Fiili Tekele Son Verelim’ kampanyası, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) takıldı. Kampanya için oluşturulan www.fiilitekelesonverelim.org sitesinde yeralan 9 karikatürü gerelçe gösteren BTK, siteye hosting (internet sitesi barındırma hizmeti, yer sağlayıcısı) hizmeti veren Turknet’e ‘ihtar’ çekti. İhtarda ‘BTK’ya yönelik tahkir ifadeleri ve sembolleri içeren 9 farklı resim içeriği ile bu kapsamdaki ifade ve karikatür yayınına son verilmesi. Aksi taktirde mahkeye başvurulacağı’ belirtildi.
İhtar üzerine kampanyanın internet sitesi, hosting hizmetini Turknet’ten Doruknet’e taşırken, bu sürede siteye erişilemedi. Sitedeki imza kampanyasına yaklaşık 2.5 ayda 30 bine yakın kişi katılırken; Atatürk’e hakaret içeren videolar nedeniyle yaklaşık 2.5 yıldır erişim izni verilmeyen video paylaşım sitesi Youtube’un kapatılma sürecinden bile hızlı yapılan operasyonla, fiilitekelesonverelim.org’a erişim zorunlu olarak engellenmiş oldu.

‘KÜÇÜK DÜŞÜRME DERDİMİZ YOK’

Aralarında Koç.Net, Turk.net, Borusan Telekom, İşnet, Millenicom, Doğan Telekom ve Superonline gibi alterntif telekom işletmecilerinin bulunduğu TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, ‘Bu kampanyaya asli görevi serbestleşmeyi sağlamak olan BTK ve Ulaştırma Bakanlığı’nın dikkatini çekmek için destek verdik. Bizim belirli kurum ve kişileri küçük düşürmek diye bir derdimiz yok, tam tersine herkes görevini yapsın istiyoruz. Yoksa bu kampanyanın internet sitesinin hosting hizmetini yurtdışından da alabilirdik’ diye konuştu.

Resimaltı: BTK’nın ihtarına neden olan ve karikatürist Faruken Bayraktare’nin çizdiği karikatürlerde, Türkiye’deki telekomünikasyon pazarının durumu hicvediliyor.

‘Böyle bir maçta hakem olmak istemem’
Türkiye’de bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün eşik atlama noktasında bulunduğunu söyleyen BTK Başkanı Tayfun Acarer, bu eşik atlanamadığında Türkiye’de acımasız bir rekabet yaşanacağını vurguladı. TESİD-Vodafone İş Geliştirme Toplantısında konuşan Acarer, ”Varolan rekabet daha acımasız hale gelecek. Biz kurum olarak orta hakemiz, STK’lar da yan hakem. Ama bu sektörde homojen bir yapı yok. Bazılarının elinde pala var, bazılarının kılıç, bazılarının bıçak, bazılarının çakı. Bunlar birbirine saldırdığı zaman herkesin bir hamle hakkı var ama palayla çakı aynı vurmuyor. Böyle bir maçta ben hakem olmak istemem. Bizim geri dönüşümüz yok. Bu eşiği atlamamız lazım” diye konuştu.