27.10.2008

Radikal: Burası Türkiye sansür sürer böyle

Maalesef Türkiye'yi yönetenlerin yaklaşımı bu şekilde ise ya da İnternet'ten bu kadar anlıyorlarsa daha yontulması gereken çok taş var demektir. Zamanla ihtşsaslaşma olucak demek yanlış yapa yapa üç vakte kadar öğreneceğiz demek. Böyle saçmalık olur mu? Hadi 5651 numaralı kanunun tartışmasını bir tarafa bırak, uygulamanın kanunlara uygun olarak yapılması lazım, uygulamadaki yanlışlıklar ve keyfi uygulamalar kabul edilemez.

Adalet Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı özellikle 5651 numaralı kanunla ilgili uygulamadaki yanlışlıkların farkında ama nedense mahkemelerin ve savcıların keyfi uygulamalarına, ve ve bu yanlış uygulamanın ısrarla sürdürülmesine sessiz kalıyorlar.

[Yaman Akdeniz]

Radikal: Burası Türkiye sansür sürer böyle

27/10/2008

Ulaştırma Bakanı Yıldırım'dan kapatılan internet siteleri için yorum: Ben Youtube'm ben Facebook'um bana kimse karışamaz' derlerse böyle bir şeye müsade etmemiz mümkün değil. Bu konuya bakan mahkemeler zamanla ihtisaslaşma sağlayacak.

ANKARA - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye’de bilgi iletişim alanında ihtisaslaşmış mahkemelerin bulunmadığını belirterek, 'Zamanla bu konuda da ihtisaslaşma olacak, internet sitelerinin tamamen kapatılması uygulamaları sona erecek' dedi.

Yıldırım, internet sitelerine erişimin engellenmesi konusunda yeni bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı yönündeki soruya, internette suç teşkil edecek yayınlar konusunda Ulaştırma Bakanlığının hassasiyetle durduğunu dile getirdi.

Bu konuda daha önce yasal düzenleme bulunmadığını, bunu önlemek için başta Atatürk’e hakaret olmak üzere ağırlıkı olarak sanal ortamda şans oyunları, çocukların ve gençlerin cinsel istismarı gibi konularla sınırlı olmak olmak üzere yasa çıkarıldığını anımsatan Yıldırım, 'Bu yasada sıralanan suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) da fiziki ortamda da da gerçek ortamda da suç kabul edilen suçlar. Çıkardığımız internet güvenliği ile ilgili yasadaki suçlar halihazırda TCK da suç olarak sayılmış suçlar olup bunlar, sanal ortamda işlenmesi mümkün olan suçları kapsamaktadır. Bunlar 10 maddedir. Bir tek istisnası var; Atatürk’e hakarettir. O ayrı bir kanunla düzenlenmiştir. O da buna dahil edildi. Youtube’un kapatılmasında Atatürk’e hakaret konusunda Youtube yetkililerinin gerekli hassasiyeti göstermemeleri, bu videoyu kaldırmamakta ısrar etmeleridir. Onun sebebi budur, onu söyleyeyim' diye konuştu.

-AMAÇ YASAK DEĞİL-
Bir gazetecinin 'Youtube’daki video kaldırılmadan site tekrar açılıyor, yine kapanıyor. Böyle açılması mümkün mü?' şeklindeki sorusuna Yıldırım, 'Kaldırılmadan hiçbir şekilde açılmaz. Yasalar çok açık. Hakim kararının öncesinde de zaten onlara sözlü, yazılı uyarıda bulunuyor. Kaldırılsa zaten hakime gitmeye gerek yok. Demek ki o aşamalar geçmiş. Amaç, hiçbir zaman yasak değil, yasak olmamıştır' yanıtını verdi. Yıldırım, yasaları uygulayan ve yorumlayanların yargıçlar olduğunu ifade ederek, yargıçların yasalara göre karar oluşturması gerektiğini söyledi. Bilgi iletişim alanının yeni bir alan olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:

'Bilgi iletişim alanında ihtisaslaşmış mahkemelerimiz yoktur. Zamanla bu konuda da ihtisaslaşma olacak. Bu gibi toptancı uygulamalar da sona erecektir. Hangi sitedeki hangi haber, hangi eylem suç ise mücadele onunla sınırlı kalacaktır. Demek ki bu uygulamada yeterli ihtisaslaşmanın olmamasından kaynaklanan bir aksaklıktır. Bunun da zamanla giderileceğini düşünüyoruz. Hakimlerimiz bu tecrübeyi kısa sürede kazanacaktır.'

-İHTİSASLAŞTIRILMIŞ MAHKEMELER ZAMANLA OLACAK-
Yıldırım, 'İhtisaslaştırılmış mahkemeler oluşturulması yönünde çalışmalarınız var mı?' sorusu üzerine, şunları kaydetti:'Zaman içerisinde olacak bir şey bu. Hepimizi için yeni bir alan. Her gün yeni yeni siteler çıkıyor. Bunların öğrenilmesi, bu bilgi toplumuna yönelik detayları bilebilmemiz mümkün değil. Gençler daha çabuk bu işin içine giriyor. Bizim yaştaki insanlar biraz bu alanın dışında kaldılar. Bunun için biraz gayret göstermemiz lazım. O yüzden yargıçların tecrübe kazanması gerekiyor. Ortak kanaat bu. Bazen şöyle bir karar da verilebiliyor. ’Bu sitenin bütün dünyadaki faaliyetini durdurdum’ diyor. Böyle bir şey olamaz. Çünkü bizim ülkemizdeki yasaklar bizim ülkemizde geçerli. Bizim kanunlarımız bizim ülkemiz sınırında geçerlidir. Başka ülkeyi bağlamaz. Başka ülkede bizim ülkemize, kurumumuza, vatandaşımıza karşı suç işlemişse bunun mücadele şekli farklıdır. Uygulamada bu alanının çok iyi bilinmesi, suçun adresinin çok iyi tespit edilmesi esastır. Ama toptancı bir yaklaşım başka mağduriyetleri de beraberinde getirmektedir. Biz bunu asla tabii ki düşünmüyoruz, böyle bir niyetimiz de asla olmadı. Bu, hepimiz için öğrenme süreci, yargı, idare, kullanıcılar için öğrenme sürecidir.'

Yıldırım, internet üzerinde toplumu dejenere etmeye, gençleri ve çocukları zehirlemeye yönelik faaliyetlerle mücadelenin her ülkenin temel görevi olduğunu belirterek, internet alanının yeni olmasından dolayı pek çok ülkenin bu konuda farklı uygulamalara sahip olduğunu kaydetti. Bu alandaki tedbirlerin uluslararası bir şemsiye altında yapılmasını istediklerini ifade eden Yıldırım, 'Ancak Telekomünikasyon Birliği, Uluslararası Denizcilik Örgütü gibi kuralları henüz oluşmamış bir alan. O bakımdan ülkeler kendi kapasiteleriyle, imkanlarıyla bu mücadeleyi yapıyor. Bir kısmı kendi imkanlarıyla, bir kısmının bizim gibi yasaları var, bir kısmı sivil toplum örgütlerine, bir kısmı da doğrudan işletmecilere vermişler. Bizimki de yasa ile sivil toplum kuruluşlarının birlikte çalıştıkları bir karma sistemdir' diye konuştu. Bakan Yıldırım, 'AB’nin Türkiye’nin internet alanındaki düzenlemesini örnek aldığını' bildirdi.

-BU ÜLKENİN KANUNLARINA TABİ OLDUKLARINI BİLMELERİ LAZIM-
Toplumda dejenerasyona ve suçların artmasına neden olan bu alanda suçların yüzde 98’nin yurt dışı kaynaklı olduğunu kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:'Yurt içindeki yeri kontrol etmek kolay ama yurt dışındakiler için kanunlarımız başka ülkede geçerli değil. Bu bizim sistemimiz için de geçerli. Bu yabancı menşeli şirketlerin, ISP’lerin iyi anlaması lazım. Eğer burada faaliyet gösteriyorlarsa bu ülkenin kanunlarına tabi olduklarını bilmeleri lazım, buna göre faaliyetlerini sürdürmeleri lazım. Bazıları bu konuda maalesef ’Biz sizin yasalarınıza tabi değiliz, siz bize karışamazsınız’ gibi bir tutum içerisindeler. Bunun bizim açımızdan hiçbir kıymeti yoktur. Tabi olacaklar, burada para kazanıyorsa gidecek vergi dairesine kayıt olacak, gelecek yetki belgesi alacak. Faaliyetini rahatlıkla sürdürebilecek. O zaman bu tatsızlıkları da yaşamayacak. Ama ’Ben Youtube’m, ben Facebook’um, bana kimse karışamaz, ben dünyada faaliyet gösteriyorum’ derse, böyle bir şeye müsaade etmemiz mümkün değil. Herkes bu ülkenin kurallarına göre, faaliyetini rahatça, suç işlemeden, suç işlemeyi teşvik etmeden sürdürebilir. Keyfilik ayrı şeydir, keyfiliğe asla... Ama faaliyetini kurallar, yasalara uygun sürdürmek ayrı şeydir. Bunu yapanların başımızın üzerinde yeri var. Ama keyfilik yapanlar, bu ülkenin yasalarını, usullerini takmayanlar, saymayanlar hiç bağırıp çağırmasınlar. Ne zamanki otururlar bu ülkenin hukukuna gerekli sayıyı gösterirler, tabi olurlar o zaman onların da başımızın üzerinde yeri olur.'

Hiç yorum yok: