17.02.2012

Sansür! Size de çıkabilir!

Gündem; Suudi Arabistan'ın blog yazarı Hamza Kashgari için (#freehamza, #hamzakashgari) peygamber hakkında yazdığı bir tweet yüzünden idam istemesiyle sarsıldı geçtiğimiz haftalarda. Bu kararı durdurmak üzere açılmış bir imza kampanyası hala imza bekliyor, şuradan.

Bizde ise elbette idam yok ama kutsalımadokunma'cıların sürdürdüğü baskı inkar edilemez. Ekşi sözlük yazarına açılan dava, twitter kullanıcısı allahcc'ye ve 200 bin takipçisine soruşturma açılacağı iddiaları, Bahadır Baruter'in davası derken... Her gün yeni bir haberle dalganıp, durulmaya çalışıyoruz.

Kutsal mevzular cephesi böyleyken, bir yandan da güvenli internet söylemleriyle verilen gözdağları, site sahiplerine TİB'den giden, "hakkınızda ihbar var" türü yazılar, sinema sitelerine "müstehcen içerik var, çıkar onu!" uyarıları, hocası hakkında sözlüğe entry girdi diye okuldan uzaklaştırılan öğrenci gibi olaylar ile internetlerde herkes ufaktan gerilmeye başladı gibi. Tüm bu gözdağlarının ve aba altından gösterilen sopaların gittiği en vahim nokta ise: Otosansür, "Ya boşver, yazmayıvereyim bunu, ne olacak" duygusu.

Bu minvalde en tedirgin edici örneklerden biri de geçtiğimiz günlerde, Beyn.org isimli blogun sahibi, Barış Ünver'in yaşadıkları.  Başbakanımızın bir mitingde söylediği bir sözün yer aldığı bir yazısı nedeniyle dava edilen ve neyse ki, "suç unsuru oluşmamıştır" kararıyla beraat eden Barış Ünver yaşadığı süreci blogunda özetlemiş, linke tıklayarak konunun detaylarını öğrenebilirsiniz. Barış atlattı, geçmiş olsun ama bakalım, bundan sonraki piyango kime vuracak?



Ne yapmak gerek? Otosansür ihtiyacına karşı koymak gerek öncelikle, yılmamak, korkmamak, yazmaya, uğradığın haksızlıkları anlatmaya devam etmek gerek. Düşünce özgürlüğünden ödün vermemek gerek...