30.11.2011

Özgür Radyo'nun sitesi de filtreye takıldı



Filtre uygulamalarının ne kadar yanlış yönlere gidebileceğini biz biliyorduk, hep de söylüyorduk da "filtre kötü bir şey değil, çocukları korumak için, bir sakınca yaratmayacak, hem ne alakası var canım sansürle filan" diyenler görmeden inanmayacaklarmış demek ki. Buyrun bakalım, filtre paketlerinin henüz birinci haftası dolmadan Özgür Radyo Haber Editörü İlden Dirini'den bize ulaşan bir haberi paylaşıyoruz:


"Kamuoyunun tepkilerine rağmen 22 Kasım'dan itibaren filtreli İnternet uygulaması başlatıldı. İç çamaşırı ve prezervatif markalarını filtreyen BTK Özgür Radyo'nun İnternet sitesi de engelledi.

İnternete yeni sansür olarak yorumlanan ve seçimlerin keyfi biçimde yapılacağına dikkat çekenlerin haklılığı daha ilk günden ortaya çıkmıştı. BTK'nın Aile filtresine iç çamaşırı ve prezervatif markalarının siteleri takılmıştı. Yoğun tepki üzerine bu siteler filtreden çıkarıldı. Ancak çok sayıda site filtreli. Filtre engeline takılan sitelerden biri de RTÜK anketlerinde binlerce radyo arasında en dinlenen 13. radyo olan Özgür Radyo'nun İnternet sitesi. Özgür Radyo Haber Editörü İlden Dirini engellemeyi guvenlinet.org/tr/domain_sorgula.html adresinde yaptığı sorgulama sonrasında fark ettiğini söyledi.


Bugün BTK'yı arayarak filtre sorunun dile getirdiklerini söyleyen Dirini kendilerine siteniz hukukçularımız tarafından inceleniyor yanıtının verildiğini söyledi. Dirini, "Sitemizin hangi gerekçe ile engellendiğini sorduğumda, BTK yetkilisi inatla bir engellem yok inceleniyor yanıtını verdi" dedi. Birçok radyo sitesini sorgulattığını ve bunlarda filtre olmadığını gördüğünü söyleyen Dirini, "BTK yetkilisine bu durumu anlatıp bizim sitemizi niye filtreye dahil ediyorsunuz diye sorduğumda ise yanıt verilmedi" şeklinde anlattı. Israrlı soruları karşılığında yetkilinin "Zaten çok az kişi seçti efendim çocuk profilini. İyi yapmışsınız sorgulatarak. Hukukçularımızın önünde görünüyor. Bugün incelerler" dediğini anlattı.


Radyolarının muhalif bir çizgide olduğunu söyleyen Dirini, "Her ne kadar filtre kullanımı opsiyonel olsa dahi Özgür Radyo'nun sitesinin çocuk filtresi kapsamına alınması vahim bir durumdur. Şimdi çocuklarımız daha mı güvenli oldu? Otoritenin keyfi kontrolünde oluşturulan filtre sistemi ve veritabanları ancak bir sansür uygulaması olarak yorumlanabilir" dedi.

Dirini BTK'ya yazılı bir başvuru yapacaklarını ve filtreleme nedenlerinin kendilerine bildirilmesini isteyeceklerini de belirtti."


Güncelleme: Yeni aldığımız bilgiye göre, yaklaşık bir saat sonra, yapılan görüşmeler sonucu Özgür Radyo filtreden çıkarıldı. Bilgi edinme hakkı çerçevesinde, sitenin engellenme gerekçeleri öğrenilmeye çalışılıyor.

22.11.2011

Sansür biraz da Senin Yüzünden!

Memleketimizde "22 Kasım Filtre Şenlikleri" coşkuyla kutlanır, internetlerimiz iyice ağırlaşır, engelli sitelere bir de filtreye takılan siteler eklenirken; sansür karşıtı kampanyalar da son sürat devam ediyor.

Bunlardan en yenisi, ilginç bir imza kampanyası olan "Senin Yüzünden." Sitede imza atmak yerine, webcam ve yüz tanıma uygulaması aracılığyla, fotoğrafınız gözünüzde bir bant ve bir mesajla siteye yükleniyor. Size kalansa sadece twit'inizi atmak oluyor.


 Kampanya sansürün bu boyuta gelmesinde, susmayı seçen, sansürü kabullenen herkesin payı olduğunu vurguluyor ve insanları harekete geçmeye çağırıyor:
"Sadece bizi yönetenler yüzünden mi dersin bu sansür? Senin yüzünden de artmadı mı yasaklar; sen görmezden geldikçe, kabullendikçe? Sen ne kadar susarsan, o kadar beslenecek sansür, bilmiyor musun? Dünyan giderek başkalarının doğrularına göre şekillenecek, düşüncen birilerinin iznine mecbur kalacak. Sansür, doymak bilmeyecek. 
Yasakların senin yüzünden artmasına daha fazla izin verme. Ama senin yüzünden, senin sayende kırılsın o sansür mekanizmaları. Çıkar artık sesini sen de, sansüre karşı göster yüzünü. "
Kampanyayı takip etmek ve destek vermek için adres: www.seninyuzunden.org Kampanya twitter üzerinden de  #seninyüzünden hashtag'iyle izlenebiliyor.


Not:
"Senin Yüzünden," 16. İnternet Haftası kapsamında, internet sansürü konusunda farkındalığı artırmayı hedefleyen "sansürarkasında" sergisi için hazırlanan projelerden biri. Serginin konsept ve tasarımı, Anadolu Üniversitesi Grafik Bölümü öğretim üyesi Ebru Baranseli'ye ait. Destek ekibi ise: Metinlerde Deniz Tan (evet, ben), yazılımda Kaan Ertürk, deneyim tasarımında ise Nerdworking - Erdem Dilbaz gibi isimlerden oluşuyor. Sansüre Sansür'den de tanıyacağınız Ebru Baranseli'nin bu çok önemli konudaki kişisel sergisi, 30- Kasım - 2 Aralık tarihleri arasında İzmir Atatürk Kütür Merkezi'nde ziyarete açık olacak. Bekliyoruz!


Bugün 22 Kasım, neşe doluyor insan!


Ertelenip, tekrar gözden geçirilen merkezi filtre sistemlerimiz, nihayet bizi ve çocuklarımızı güvenli internete kavuşturmak için yürürlükte. Kılıf, aile ve çocuğu korumak, söylem ise "sansür değil, güvenlik!" İnterneti çok da iyi bilmeyen kesimleri yanıltabilecek sözler, sanki "öteki" internet güvensizmiş gibi... Şimdi Türkiye'deki tüm ailelerin aynı olduğunu, tüm çocukların aynı tarzda yetiştirilmesi gerektiğini varsayan merkezi filtrelerimizle çocuklarımızı koruyacağız. Kimin, nasıl oluşturduğunu bilmediğimiz, sakıncalı site listeleriyle çocuklarımıza, bizi yönetenlerin ideolojik onayından geçmiş içerikler sunacağız. Oysa her ailenin kendi ihtiyaçları doğrultusunda ücretsiz olarak kolaylıkla kurabileceği bireysel filtre yazılımları, tek tipleştirme yerine farklı renkleri kucaklayabilirdi. Böylece "kutsalıma hakaret ettiler, kapatılsın bu site"cilerin filtresi, özgür ifade ve düşünceyi savunanlarınkilerle çakışmayabilirdi. Olmadı. İfade özgürlüğünde halihazırda ayıplı ülkeler arasında bulunan ülkemize bir kez daha geçmiş olsun.

18.11.2011

Ekşi Sözlük yazarına dava

Kısaca özetleyelim: Ekşi Sözlük'ü biliyorsunuz. Mütemadiyen çeşit çeşit davalara maruz kalıyor. Bugün yine Ekşi Sözlük'e bir dava haberi var. Ancak bu sefer sözlük geneline ya da yönetimine değil, sadece bir sözlük yazarına 1.5 yıl hapis istemiyle dava açılmış. Sebep, islam hakkında yazdıkları. Gerekçe ise yazılanların İslam dinine inananları aşağılıyor olduğu iddiası. Şuradan detayları görebilirsiniz.




Uzun lafın kısası, Bahadır Baruter'in bir karikatüründe "Allah yok, din yalan" yazmasına açılan davanın bir benzeri daha. İfade özgürlüğü mü demiştiniz? Neyse...

Söyleyecek fazla bir şey yok, detay ve gelişmeleri Ekşi Sözlük'te açılan başlık aracılığıyla da takip edebilirsiniz.

Konuyla ilgili şöyle bir de önemli örgütlenme var: Fikir özgürlüğü suçsa, bu suça ortağız! Kendilerini twitter aracılığıyla şurdan bulabilirsiniz.  Ayrıca twitter üzerinden #sucaortagiz hashtagini de takip edebilirsiniz. Yayınız, duyurunuz, destek olunuz. 

14.11.2011

İnternet Filtresi Temel Hak ve Özgürlüklere Müdahaledir #internetimedokunma #turkeynetban




Danıştay'da Dava:
İnternet Filtresi Temel Hak ve Özgürlüklere Müdahaledir
Alternatif Bilişim Derneği, BTK tarafından İnternete getirilen merkezi filtreleme uygulaması ile ilgili
kararın ve ilgili Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar’ın iptali için Danıştay'da iptal
davası açtı.
Bilindiği gibi 22 Şubat 2011 tarihinde yayınlanan ve "Güvenli İnternet Uygulaması" şeklinde sunulan ilk kurul kararı, kamuoyunun haklı eleştirilerine maruz kalmış ve kurum tarafından Ağustos 2011 içinde geri çekilmişti. Ardından karar revize edilmiş ve inceltilmiş yeni versiyonu 16 Eylül 2011 tarihinde BTK tarafından yayınlanmıştı. Ancak yeni kurul kararında da sansürcü anlayış sürdürülmüştür. Bu nedenle derneğimiz 4 Kasım 2011 tarihinde kurul kararının iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştır.
Davanın gerekçeleri arasında öne çıkan temel itiraz noktalarımız şunlardır:
• Öncelikle kamuoyu bilmelidir ki, Kurum Kararı yasal dayanaktan yoksundur. Güvenli İnternet
uygulaması temel hak ve özgürlükleri orantısız bir şekilde sınırlandırmaktadır. Anayasa’nın 13.
maddesine göre temel hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir. Bu nedenle düzenleme
yasal dayanaktan yoksundur.
• “Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar” ülke genelinde uygulanacak ve milyonlarca
kişiyi etkileyecek bir düzenleyici idari işlemdir. BTK yasalara aykırı bir şekilde yasalarla
düzenlenmemiş bir alanı idari bir işlemle düzenlemiştir. BTK böyle bir karar vermeye yetkili
değildir. Asli düzenleme yetkisi yasama organındadır.

• Düzenlemenin hukuksal değer kazanabilmesi ancak Resmi Gazete’de yayımlanması ile mümkündür.
Bu nedenle Resmi Gazete’de yayımlanmayan yönetmeliğin tamamının iptali gereklidir.
• BTK'nın düzenlemesi iddia edilenin aksine salt gönüllülük esasına dayanmamaktadır. İnternet servis
sağlayıcıları idarenin sunduğu listeleri (beyaz ve kara listeler) reddedemeyecekler, buna ilişkin alt
yapıyı kurmaktan kaçınamayacaklardır. İdare, kamu gücü ayrıcalıklarını kullanarak milyonları
etkileyen bir düzenlemeyi yetkisini aşarak zorunluluk haline getirmiştir.
• Düzenlemede olumlu bir gelişme olarak gösterilen Çocuk ve Aile Profil Kriterleri Çalışma
Kurulu ise hiçbir yasada tanımlanmamış, BTK'nın keyfi tercihlerine göre yapılandırılmış bir
idari birimdir. Kurul'un üyeleri, Bakanlık ve Kurum tarafından herhangi bir ölçüte bağlı olmaksızın
atanacaktır. Kurul'un çalışma yöntemleri, üyelerinin özlük hakları gibi konular da Usul ve Esaslar'da
düzenlenmemiştir. Böyle bir Kurul'un amaçlandığı gibi baskı altında kalmaksızın bağımsız ve
tarafsız çalışması, kararlar alması mümkün değildir. Kurul'un kurulmasının tek nedeni,
Kurum'un keyfi davrandığı iddialarının önünü almaktır. Uygulamanın yürürlüğe gireceği 22 Kasım 2011 ile birlikte Türkiye'de İnternet kullanıcılarını bekleyen tehlikelere bir kez daha vurgu yapmak isteriz.

Devlet eliyle merkezi filtre sansürdür.
Filtre uygulaması "devlet eliyle merkezi bir şekilde" gerçekleşecektir. Hizmetten yararlanacak yurttaşların hangi sitelere erişeceği / erişemeyeceği BTK tarafından belirlenecektir. Yurttaşların filtre içeriklerini değiştirme özgürlükleri yoktur. Merkezi filter profilleri kullanıldığı sürece devletin izin vermediği bilgiye, habere, farklı/alternatif görüşlere erişme, muhakeme etme ve karar verme olanakları da olmayacaktır.
Güvenli İnternet aldatmacası
“Güvenli İnternet” denilerek kamuoyu yanıltılmakdır. Söz konusu olan süzülmüş / sansürlenmiş İnternet hizmetidir. Doğru ifade "İnternetin Güvenli Kullanımı"dır. Bu da filtreleme veya erişim engelleme ile değil, ancak dijital okur yazarlık ve yeni medya okur yazarlığı ile mümkündür. Tek yolu da eğitim ve farkındalıktır. Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, ve AGİT’in defalarca belirttiği gibi filtreleme ve erişim engelleme ile güvenlik sağlanamaz.
Göstermelik kurul

Bir başka yanılgı ise filtreleme listelerinin ve veritabanlarının uzmanlar tarafından, toplumun görüşleri
alınarak hazırlanacağıdır. Bu amaçla oluşturulacak kurulun 12 üyesinden 8'i hükümetin atadığı devlet
bürokratlarından oluşmaktadır. Üstelik bu kurul sadece kriter belirlemekle görevlidir. Listelerin içeriği bu kriterlere göre BTK tarafından belirlenecektir. Dolayısıyla son sözü yine BTK söyleyecektir. Bu da sürecin ne kadar sivil, şeffaf ve denetime açık olmadığını göstermektedir.
22 Kasım'da iddia edildiği gibi Türkiye'de İnternet "güvenli" değil “filtreli” olacaktır. Uygulama
yurttaşların seçme özgürlüklerini ellerinden alacak, yurttaşları pasifleştirecek ve dijital becerilerinin
körelmesine yol açacaktır. Türkiye'deki İnternet sansürünü koyulaştıracaktır. Yurttaşların haber alma,
bilgiye erişme, iletişim ve örgütlenme gibi temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayacaktır.
Kamuoyunu bu vesileyle bir kez daha İnternet'ine sahip çıkmaya ve sansür uygulamalarına tepki göstermeye davet ederiz.



15.11.2011
Alternatif Bilişim Derneği