20.09.2009

Myspace, Lastfm, sansür, kültür ve "bir avuç insan"...

Yakında tehdit "sanal" olmaktan çıkacak, kapınıza dayanacak. Evinize, özel hayatınıza, sevdiklerinizin hayatına müdahele edilecek. Bakalım o zaman ne yapacaksınız?

19 Eylül 2009 Cumartesi günü Myspace ve Lastfm sitelerine erişim engellendi. Türkiye'nin internet sansürü tarihine yeni bir utanç sayfası daha eklendi. Bu iki site büyük paylaşım ortamları ve bu özellikleriyle birer topluluk platformu. Dolaysıyla bu engelleme, wordpress, Google Sites, Blogger ve Youtube ayarında bir adım. Nitekim engellemelerin yabancı medyada önemli bir yer bulması da bunu gösteriyor.

Kararın çok önce alınmış olmasına rağmen engellemenin bayram arifesinde yapılması da dikkat çekiciydi. Böylece bayram sonuna kadar sitelerin kapalı kalması sağlanmış oldu. Her zamanki gibi engellme gerekçesini bilmiyoruz, ama tahmin ediyoruz. Sitelerin yayın odağı müzik olduğuna göre işin içinde Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ve MÜYAP var demektir. Arada, Youtube örneğinde olduğu gibi, siteleri Türkiye'de lisans almaya zorlayıp vergi koparmak da düşünülmüş olabilir. Sırada engellenmeyi bekleyen Facebook, Fizy, Friendfeed vb diğer platformlara gözdağı da verilmiş olabilir. Yani bir taşla kuş katliamı.

Yakın zamanda basında FSEK'in yeni maddelerle "zenginleştirileceği" haberleri çıkmıştı. Bu haberlere göre site engellemenin bir kaç adım ötesine geçip IP temelli izleme sistemleriyle kullanıcıların gözetim altına alınacak ve ciddi cezalarla karşılaşacak. Öngörülen cezalar internet erişimin kesilmesinden hapis ve büyük meblağlarda para cezalarına kadar gidiyor. Böylece otorite vites değiştirmiş ve sansürden (içerik engelleme) ve ifade özgürlüğünün gaspından (yayın durdurma), iletişim özgürlüğünün (erişim kısıtlaması, tecrit vb.) ve özel hayat (mahremiyet) hakkının ihlaline adım atmış oluyor.

Fransa'da geçtiğimiz günlerde oylanan ve Anayasa Mahkemesinin kararını bekleyen HADOPI 2 yasası, benzer içeriğiyle başka bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de olacakları haber veriyordu. İktidarların interneti denetim alma çabaları haksız meşruiyet temellerini çocuk pornografisi, terörizm ve telif hakları alanında arıyor. HADOPI'den apartılacağı belli olan yeni FSEK de bu durumun bizdeki tezahürlerinden biri. Yeni yönetmeliklerle güçlendirilen 5651 kod adlı internet sansür yasası ve Ulaştırma Bakanı'nın haber verdiği yeni bilişim suçları yasası da diğer göstergeler (Bu arada "böyle bir yasayı normalde Başbakanın, Adalet Bakanı'nın veya İçişleri Bakanı'nın açıklaması gerekir. Ulaştırma Bakanı'na ne oluyor?" sorusunu soranlar için bu yazının sonundaki adresler aydınlatıcı olabilir).

Bu son iki site kapatmasında protestonun boyutu birazcık daha büyüktü. Ama alıştığımız atalet de olduğu yerde duruyordu. Hatta öyle bir olay var ki, sansürün, nasıl insanların zihinlerine ekilen atalet tohumlarından beslendiğini, insanları nasıl tek kişilik gettolarına kapatıp dışarda hüküm sürebildiğini ibret verici bir şekilde gösteriyordu. Friendfeed ortamında bazı kullanıcıların Myspace ve Lastfm engellemeleri hakkında farkındalık yaratmak için çeşitli girdilerin altına yorum halinde bir haber metni girmelerini bir kaç kişi "spam" diye "Friendfeed yönenetimine ispiyonladı! Yönetimden birileri de bunun sadece "öyle göründüğünü" ama amacın spam olmadığını düşündüklerini söyledi. Elbette herkesin internetin şu kısacık tarihinde yaratılmış olağanüstü kültürden pay almaları beklenemez...

Hep tekrarladığım bir sözü vardır Bruce Sterling'in: "Nerede iletişim varsa orda topluluk da vardır. Çünkü iletişimde bulunmak (commun-icate) ve topluluk (commun-ity) aynı şeydir." Ancak ortak bir şeyleri paylaşanlar iletişimde bulunabilir ve bir topluluk oluşturabilir.

İnternet yapısı gereği topluluk-lar oluşturur. Bu özellik, "netdaş" (netizen) kavramını ortaya çıkarmıştır. İnternet vatandaşları gerçek bir topluluğun parçası olduklarının bilinciyle topluluk haklarını korurlar ve bu eylemi "vatandaşlık bilinci"nin gereği olarak görürler.

Friendfeed'de Türkçe konuşan toplulukta yaşanan bu "kaza", bir çok şeyin, ama öncelikle vahim bir "kültürsüzlüğün" göstergesi. Çünkü vatandaşlık bir kültür bilincidir.

Türkiye'de internet dünyayla eşzamanlı olarak gelişti, ama kültürü yeterince gelişemedi. Nedense teknolojik gelişmeleri alıp onları yaratan kültürden "korunmakla" övünen bir toplumuz. Neredeyse internet tarihi kadar eski bir internet sansürü tarihine sahip olmamız ayıbını da bu kültür kaçkınlığına veriyorum. Çin'de, İran'da yaşanan protesto dalgalarınn onda biri bile yaşanmadı Türkiye'de! Hep bir avuç insan, kısa sürede unutulan, sahip çıkılmayan rüzgarlar yarattı. Her sansür haberinde küfreden, o sırada kime kızıyorsa ona verip veriştirip, hükümeti, medyayı, onu bunu suçlayıp, sonra DNS ayarlarıyla oynayan iki kuşak gördü bu ülke!

Çok yakın bir gelecekte sadece sansürlenen site sayısını değil, iletişim özgürlüğü gaspedilen, özel hayatlarına tecavüz edilen, ağır para cezalarıyla yaşama hakları ellerinden alınan, hatta hapsedilen, tanıdığımız, bildiğimiz, "gerçek" insanları konuşuyor olacağız. O zaman internetinizin ayarlarıyla oynayıp, "bana ne kardeşim ben her yere giriyorum, akıllı olun siz de girin" diyemeyeceksiniz....

Yakında tehdit "sanal" olmaktan çıkacak, kapınıza dayanacak. Evinize, özel hayatınıza, sevdiklerinizin hayatına müdahele edilecek. Bakalım o zaman ne yapacaksınız?

O, keyfinizi kaçırıyor, eğlencenizi bozuyor diye sinir olduğunuz, ilgi çekmekle suçladığınız, dalga geçtiğiniz, hak verip sırtını sıvazlayıp sonra sırtınızı döndüğünüz, bir heyecanla elinden tuttuğunuz, sonra hayat gailesine kapılıp elinizi çekiverdiğiniz, unuttuğunuz... o "bir avuç insan" var ya?

Hakkınıza, hukukunuza, özgürlüğünüze kastedildiğinde, işte o insanlar yanınızda olacak....


Aydınlanma:
"Türkiye'de internet sansürünün kısa tarihi... ve mümkün geleceği!
"Fransa, telifli içerik indirene ceza getiren HADOPI2 Yasası’nı kabul etti. Türkiye bu akımdan etkilenir mi?"

2 yorum:

wolkanca dedi ki...

gerçekten de elinde iphonu dizince macbook u da olsa eşeği eşek olduğunu görebiliyoruz bazen. açıkçası internet diye bir icadı bu bilgisayar vb. aletlerle kullanabilecek kadar zekası ve aklı olan insan nasıl olur da bu kullanıcı olduğu platformda yapılan "protesto(sözlük anlamına bakınız)" ya böyle bir şey yapıyor anlamakta güçlük çekiyoruz. tahminim kişisl veya ticari bir sıkıntısı var o arkadaşların.


"sansür ve insan hakları ile ilgili her türlü protesto eylemine saygı duyar ve katılamasamda destek olmaya çalışırm çünkü ben insanım çünkü bugün ona ise yarın bana."

eylem yapılan sokaktaki esnaf böyle düşünüyorsa onun ayaklarından öperim mesela :) bu friendfeed'de de böye yapan arkadaşlar bu kültüre sahip olmayan bana göre yukarıda yazdığım gibi iphonu'lu bir eşektir.

Adsız dedi ki...

işte özgürlük. arkadaşlar myspaceimiz açıldı.kapalı günlerin acısını çıkaralım.